Bugünlerde inanmadığım pek çok şey üst üste geldi. Baktım olacak gibi değil en iyisi listeleyip ortaya atayım da “ben söylemiştim” derken 20 ayrı yazıyı göstermek zorunda kalmayayım yakın gelecekte.
- Öncelikle takvimde görünen rakamlardan biri değişince hayatta bir şeyin değişeceğine, hele düzeleceğine, inanmıyorum. Tabii düzelmesini umduğumuz konuların, Dünya’nın Güneş etrafındaki yörüngesinin hangi noktasında olduğu ile alakasız olması bir önemli faktör burada. Ayrıca kullandığımız takvimin tarihi hiç bir gerçek dayanağı olmadığı gibi, astronomik ya da iklimsel döngülerden hiç biriyle alakası olmaması da önemli bir yan faktör. Julius Caesar’ın üvey babasını senatoya zorla tanrı (küçük ‘t’ ile) ilan ettirip ardından kıskanıp kendi adını bir aya verip sonra da o ayı uzattığı (yea, yea compensating for something small, we all know stories, it is the era of Trump after all) bir sistemden söz ediyoruz sonuçta.
- Bu toplumda (ki kastettiğim bütün (yarı-)”medeni” dünya) bir haltın değişeceğine de hiç inanmıyorum. Sistem(ler) tarih boyunca yıkıla yıkıla, sistem kurucular daha yıkılmaz yapılar kurmayı öğrendiler. Her sistem yıkılır ama bu gittikçe daha zorlaşmış. Bu noktadan sonra bir toptan değişikliğin insanlığın çöküşü anlamına gelebileceğini düşünüyorum.
- Bu hastalığın tam olarak yok olacağını düşünmüyorum. Zayıflayarak devam edip bir noktada alışıp, ardından gelen ciddi problemle uğraşırken unutacağız gibi görünüyor. Ve bu nokta HIV/AIDS’de olduğu gibi uzun bir süre bekletmeyecek göründüğü kadarıyla.
- “Yeni yıl”, “yeni umutlar”, “psikolojik destek/dayanak noktası”, v.s. OK faydalı şeyler ama bunları yiyecek kadar hayattan habersiz kişilerle aynı sepette değiliz bence. Faydasını göreceklere kapı açık tabii, istedikleri kadar mutluluk bahanesi bulabilirler hayatta.
Ya böyle işte. Daha kötüsünü isterseniz Ocak ayında, üçü üç ayrı yılda ama aynı günde olmak üzere, benim için önemli dört, hatta beş insanın ölüm yıl dönümleri var. Tek olumlu (!) düşüncem, “İnşallah o listeye yeni insanlar katılmadan bu Ocak biter” olacak bir ay boyunca. Yanisi, sizi sevdiğimden şüpheleniyorsanız bile, ölecekseniz Şubat’ı bekleyin kardeşim!