Daha üç gün olsa da gelmesine, kutlanması gereken, mutlu olmasa da kutlu bir doğumu hatırlamak zorundayım.
Sevmek ayıp, söylemek zayıflık, itiraf etmek kabahatin kendinden daha kötüyken… İnsanları tanımak, arkadaş edinmek, dostluk kurmak, karşılıklı çıkar ilişkisinin kibarlaşmış haliyken…
Her ne kadar umut kalmamış, fırsatlar tükenmiş, bilenler unutmuş, hatırlayanlar üstünü örtmüş olsa da, Her ne kadar toplumun kriterleri şahsi kriterlerin önüne geçmiş olsa da. Her ne kadar unutmaya çabalayarak sayısı unutulmuş aylar geçse de.
Sanırım mutsuzluğunu sevmek kadar tehlikeli bir şey yokmuş… Varken mutsuz, mutsuzken sevgili. Yokken mutsuz, mutsuzken… Hem hiçbir şey hem her şey.
Öyle işte, herhalde aramam; Unutmuşum sanacak kadar vefasız, vefasız sanacak kadar unutkan olunca sevdanın objesi; Kul ne yapsa yaranamayacağına inanmışken, tıpkı bir araba kazasına giderken bütün olacakları görüp hiç birine engel olamamak gibi ne yapsan bir şeye yaramayacakken.