Düşünceler, notlar, bazen takılıp kalanlar…

Düşünmek için kullanmamız gereken bir organı her gün yanımızda taşıyoruz. Nominal oksijen tüketiminin %20’si, enerji tüketiminin (doğal olarak) paralel şekilde %20-25 kadarı beyinde. Peki insanlar 1.3 kiloyu yanlarında taşıyıp bu kadar da besliyorlar da neden kullanmıyorlar?

Belki daha acıklı olan, düşünmenin gittikçe ayıplanacak, küçük, en azından gereksiz görülecek bir aktivite haline gelmiş olması. Bu nokta rahatsız edici hale gelmeye başladı bence. Tabii kimse “aman Türkiye’de birileri rahatsız olmuş, artık kafasını kullananlara iyi davranalım” demeyecek. Tarihe bakıp örnek bulmaya çalışıyorum; Benzer yaygın cehalet dönemleri var, ama genelde konu bilgiye erişimin güçlüğü dolayısıyla ortaya çıkmış. Bugünlerde ise bilgiye erişim aşırı kolaylaştığı için değeri kayboluyor.

Konu sadece genel olarak yaygınlaşan cehaletle sınırlı da değil. Ciddi bir de empati kaybı var. Herkes başka birinin kaybetmiş olduğu bilgi, görgü, geleneğe odaklanmış durumda. Kimse kendi eksiklerini görmek istemiyor. İçlerinden birine geçenlerde söylediğim ve inanmakta nedense zorlandığı üzere, çok dağınık ve temelde karşıt çevrelerden arkadaşlarım, dolayısıyla da genelde bir araya getirmem insanları. Gereksiz kapışmalarla, “ya ben ya o” hikayeleriyle yeterince uğraştım bugüne kadar. Genelde her taraftan insanın kendisinden olmayanlar hakkında doğru ve itiraz edilmesi çok mümkün olmayan olumsuz gözlemler yaptığı günlerdeyiz. Sorun şurada ki, bu problemleri bulan sağlam gözlem yeteneğini insanlar aynaya bakarken kullanmıyorlar.

Genelde bu bakış açısı yakın çevreyle sınırlı sanılıyor. Bizim partiden olanlar olmayanlar, sizin etnik gruptan olanlar olmayanlar. Konu o kadar sınırlı değil. Üç dört gün önce bir İran Azerisi, Şah dönemindeki hayat şartlarının Amerikan sömürgesi olmayı haklı çıkardığıyla ilgili argümanlarını kabul etmeyenlerin cehalet ve faşizmine saydırıyordu. Çocuğu severim ama nasıl anlatmalı? Daha ötesi anlatmaya çalışmaya hakkım var mı????

Özet olarak ortam parlak değil, iyiye doğru bir dönüşüm için potansiyel de göremedim henüz…

Well,

“There must be some kind of way outta here, said the joker…”

Published by

Can Baysal

It is fortunate that I am not famous, as any biographer and or journalist would definitely have problems while gathering information on my background. What I am basically is a renaissance man in modern age with diverse areas of interest and some interconnected subjects of expertise mainly centered around ICT.

. TR MOL