Kapının içi ve dışı

Kapının nerede olduğu ve formu tartışılır, ama ortada bazı kapılar olduğu açık. Daha ortada “sosyal medya” adında ama sosyalliği çoğu zaman öldüren bir garabet yokken de o kapılar vardı. Başka hiç bir şey olmasa BBS’ler ve listeler vardı. İnsanların “halka açık” ortamlarda gösterdikleri yüzleri kendi iç dünyalarından farklı. İnsanların kıyafetlerinin içinde ve dışında taşıdıkları yüzler de farklı. Hatta insanların karşılaştığınız yere göre gösterdikleri yüzler de farklı. Eğer az sayıda da olsa, evde, işte, okulda, tatilde, şehirde, resmi kıyafetle ya da spor giyinmişken aynı yüzü, aynı karakteri taşıyan insanlar görmesem, bu “farklı yüzler” konusunu insanlığın doğal karakteristiği kabul edip garipsemeyeceğim. Ama kapıyı kapatınca da aynı şekilde yaşamaya davranmaya devam eden insanlar var. Tabii asıl sorun bunu yapamayanlar.

Yönetim kurulu odasında oturup bitter çikolata ve malt viski hakkında bir araba laf söyledikten sonra rakı lahmacun ortamına dönen birini çok rahat anlıyorum, ikisi de zevktir, birinden hoşlananın diğerini sevmemesi de gerekmez. Ama her iki uç noktada diğerine olan ilgisini saklıyorsa, bahane de mahalle baskısından imaj korumaya kadar gidiyorsa o zaman sıkıntı büyük.

Sosyal medyada ifade ettiği beğenilerini içeriğe değil de içerik sahiplerine göre belirleyen biri aslında kendinden vazgeçiyor, kendi zevkini ifade etme özgürlüğünü sınırlıyor. Bu korkakça bir yaklaşım son planda.

Öte yandan, bir şeyler öğrendiğim çeşitli insanlarda gördüğüm ortak bir özellik var, ortada bir kalabalık varken nasıl davranıyorlarsa, ortalık tenhalaşınca, yalnız kalınca da aynı şekilde davranmaya devam ediyorlar. Bu kendine güvenden de geliyor olabilir, dışarıdan gelen değerlendirmeye çok aldırmamaya da.

Okuldayken, floating point işlemler hakkında, bilimsel özerklik hakkında, sanatın politikası hakkında konuşmak doğaldı. Ne noktada floating point konuşanlar herkesin içine çıkarılmaması gereken çoluk çocuk, bilimsel özerklik boş hayaller, sanatın politikası sergi açılışlarında hava atmak dışında hatırlanmaması gereken konular oldu bilmiyorum.

Published by

Can Baysal

It is fortunate that I am not famous, as any biographer and or journalist would definitely have problems while gathering information on my background. What I am basically is a renaissance man in modern age with diverse areas of interest and some interconnected subjects of expertise mainly centered around ICT.

. TR MOL