KPI tabanlı ekip yönetimi yapmak, özellikle de “kurumsallaşma” çabasında ve Amerikan (ya da Japon) kültürünün etkisi altındaki organizasyonlarda çok yaygın bir eğilim. Yapılan basitçe üretimden kaliteye, tuvalette harcanan süreden, ciro ve kârlılığa kadar mümkün olan her tür ölçülebilir kriterin puanlanması, notlanması, ücret ve terfilerden yan haklara kadar çalışanların elde ettikleri faydaların bu notlara dayandırılması.
KPI tabanlı yönetim, kolay. Denetlemesi kolay, üst yönetimin benimsemesi kolay, orta kademenin sorumluluktan kaçabildiği kararlar vermesini sağlaması, çalışanların itiraz edecek nokta bulmakta zorlanması sistemlerin genel olarak kabullenilmesini kolaylaştırıyor.
Şu anda bizim şirketin bile bir KPI otomasyon yazılımı var, Otomasyonun mantığını oturtmak, uygulamak ve raporlamak da kolay aslında.
Bana zor gelen tarafı şu; Çalışanlar sonuçta, “insan”. İnsani kıymetleri ise KPI’lamak mümkün değil, her ne kadar aşırı meşhur bir iki Amerikan kaynaklı okul, ve (nedense bu okulların mezunlarının kontrolünde olan) Amerikan özentisi şirketler “iyiliği bile ölçüp puanladıklarını iddia etseler de. Çelişki burada.