Bir dönem gerek Türk, gerek yabancı Metal çevrelerinde “gerçek” sorgulanır olmuştu. Uzun zaman bunun bir moda olduğunu düşündüm. Aslına bakılırsa da, gelip geçmesi, yayılımı v.s. bir moda görüntüsü veriyordu gerçekten. Sonradan farkına vardığım ikincil bir soru burada daha önemliymiş: Bu bir moda, bir fad olabilir ama arkasından ittiren bir sebep olmalı. Bu konuda çok fikir değiştirdim, ama genelde dönüp dolaşıp geldiğim yerde; Nispeten “daha rahat” dönemlerde ve aksine olarak inanılmaz “absürt sıkıntılar” yaşanan dönemlerde gerçekliğin sorgulanması daha yaygın sanki. “Unspoken” 2001’den… Sanırım çok garip sıkıntılarımızın olduğu bir dönem olduğu söylenebilir, bir yandan da geri dönüp bakınca neredeyse nostaljiyle bakabileceğimiz rahatlıkların olduğu.
Her neyse, belki de henüz 1997’deki felaketlere geri dönmediğimiz için oturup dua etmekte fayda var. Sonuçta “1000s in the Eastland” her seferinde “keşke bunu hiç duymasaydım” dedirterek kendini dinletiyor, en azından bana…